Türkiye ekonomisi 2025 yılının ilk yarısında istikrarlı bir performans sergilerken, büyüme rakamlarında olumlu gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Zincirlenmiş hacim endeksine göre ülke ekonomisi 2025’in ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2 büyüme kaydetti.
Dünya Bankası’ndan Revizyon
Küresel ekonomik değerlendirmelerde Türkiye için umut verici haberler gelmeye devam ediyor. Dünya Bankası’nın nisan ayında yayımladığı ekonomik görünüm raporunda, Türkiye’nin 2025 yılı büyüme beklentisi yüzde 2,6’dan yüzde 3,1’e yükseltildi. Bu revizyon, özellikle gayrimenkul sektöründeki beklenen hareketlenmenin etkisiyle gerçekleşti.
Makroekonomik dengelerdeki iyileşme trendi, sanayi üretiminde de kendisini gösteriyor. Haziran ayında Sanayi Üretim Endeksi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,7 artarken, yıllık bazda yüzde 9,2 büyüme sergiledi. Bu artışta savunma sanayi sektörünün katkısı öne çıkıyor.
Rezervlerde Güçlü Toparlanma
Merkez Bankası rezervlerindeki gelişmeler ekonomik stabilite açısından dikkat çekici boyutlara ulaştı. Şubat ayında 100 milyar ABD doları seviyesine çıkan TCMB döviz rezervleri, 25 nisan tarihinde 51,5 milyar dolara geriledikten sonra piyasaya yönelik alım müdahaleleri sonucunda 65 milyar dolara yükseldi. Bu seviye, nisan 2024 dönemine denk geliyor.
Enflasyon ve Dış Ticaret Dengesi
Fiyat istikrarı cephesinde süreç devam ederken, temmuz ayında aylık enflasyon yüzde 2,06 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Böylelikle yıllık enflasyon 1,5 puanlık düşüşle yüzde 33,5 seviyesine indi. Yönetilen fiyat ve vergi ayarlamalarına rağmen ana eğilimin yatay seyrettiği gözlemleniyor.
Dış ticaret dengesinde de kayda değer iyileşmeler yaşanıyor. Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı geçici verilere göre temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yıl aynı ayına göre 0,9 milyar dolar azalışla 6,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
2025 Ekonomi Politikalarının Seyri
Konvansiyonel ekonomi politikalarının sürdürüldüğü bu dönemde, başta fiyat istikrarı olmak üzere makro-finansal istikrarın sağlanması öncelikli hedefler arasında yer alıyor. Para politikasının etkinliğini artırmak için mali politika uyumu ve yapısal reformların desteklenmesi gerekliliği ekonomi çevrelerinde vurgulanıyor.
Faiz dışı dengede ciddi iyileşme sağlanırken, bütçe açığında da olumlu gelişmeler kaydediliyor. Bu durum, ekonomi politikalarında 2024 yılında başlatılan değişimin meyvelerini vermeye başladığının göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Piyasa Dinamikleri
Mart ayında yaşanan iç politik gelişmelerin yarattığı belirsizlik ortamı piyasaları geçici olarak olumsuz etkilemişti. Bu dönemde BIST’te 9.000 puan seviyeleri test edilmiş, CDS verileri 320 baz puanın üzerine yükselmişti. Ancak güncel durumda bu göstergeler 290 puan seviyelerine gerileyerek toparlanma işaretleri veriyor.
Yeşil, dijital ve sosyal dönüşüme yönelik atılan adımların kararlılıkla sürdürülmesi planlanırken, dezenflasyon sürecinin 2025’te de devam edeceği öngörülüyor. Bu süreçte enflasyonla mücadelede sağlanan toplumsal mutabakatın korunması ve Merkez Bankası bağımsızlığından ödün verilmemesi kritik faktörler olarak öne çıkıyor.