Türkiye’nin savunma sanayiindeki yerlilik oranı yüzde 80’i aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ASELSAN tarafından geliştirilen milli hava savunma sistemleri ile Türkiye’nin “çelik kubbe” savunma ağının 783 kilometre karelik alanı koruma altına aldığını açıkladı.
Savunma Teknolojisinde Yerli Üretim Atılımı
Türkiye’nin savunma sanayiindeki dönüşüm, sadece teknolojik açıdan değil, ekonomik bağımsızlık açısından da kritik bir öneme sahip. Milli Muharip Uçak Kaan ve İnsansız Savaş Uçağı Kızılelma projeleri ile gökyüzünde yeni bir sayfa açıldı. Bu gelişmeler, ülkenin savunma alanındaki dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltıyor.
ASELSAN’ın öncülük ettiği hava savunma sistemleri, Türkiye’nin stratejik savunma kapasitesini katlayarak artırıyor. Çelik kubbe teknolojisi, ülkenin hava sahasının korunmasında yeni bir standart oluşturuyor.
Teknoloji Transferi ve İnsan Kaynağı
Savunma sanayiindeki bu başarının ardında, yurt dışından Türkiye’ye dönen mühendis sayısındaki artış yatıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuya değinerek “Olay sadece para değil, insan, insan, insan” vurgusu yaptı.
Teknofest gibi etkinliklerle genç neslin teknolojiye olan ilgisi artırılırken, savunma sanayii alanında çalışacak nitelikli insan gücü de güçlendiriliyor. Bu yaklaşım, sadece mevcut projelerin başarısını değil, gelecekteki teknolojik gelişmelerin de temelini oluşturuyor.
Enerji Bağımsızlığında Yeni Adımlar
Savunma sanayiindeki gelişmelere paralel olarak, enerji alanında da önemli adımlar atılıyor. Şırnak’ın Gabar dağlarından yükselen petrol kuleleri ve Karadeniz’den çıkarılan doğalgaz keşifleri, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına doğru ilerlemesini hızlandırıyor.
Stratejik Sektörlerde Entegre Yaklaşım
Bu gelişmeler, Türkiye’nin stratejik sektörlerde bütüncül bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor. Savunma sanayii ile enerji sektörünün entegrasyonu, ülkenin genel güvenlik stratejisini güçlendiriyor.
Oğul Bey teknoloji üssü gibi yeni yatırımlar, son yılların en büyük sanayi projelerinden biri olarak hayata geçirilirken, bu tür projeler Türkiye’nin teknolojik altyapısını daha da güçlendiriyor.
Uluslararası Rekabet Gücü
Yerli savunma sistemlerinin geliştirilmesi, Türkiye’nin uluslararası savunma pazarındaki konumunu da güçlendiriyor. Yüzde 80’i aşan yerlilik oranı, sadece iç ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp, ihracat potansiyeli de yaratıyor.
Bu teknolojik atılım, Türkiye’nin jeopolitik konumunu desteklerken, aynı zamanda ekonomik büyümeye de katkı sağlıyor. Savunma sanayiindeki başarı, diğer teknoloji alanlarında da benzer gelişmeleri tetikleyebilecek bir model oluşturuyor.