Tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın sağlık durumu kritik seviyeye ulaştı. Daha önce akut myeloid lösemi ve mukoepidermoid kanser gibi iki ciddi hastalığı atlatan Çalık’ın, tutuklanmasının ardından yaşadığı hızlı kilo kaybı beslenme risk sınırını aşarak tehlikeli boyutlara ulaştı. Türk Tabipleri Birliği Bilim Kurulu’nun değerlendirmelerine göre, cezaevi koşullarında alıkonulmasının sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ve durumun geri dönülmez sonuçlara yol açabileceği belirtiliyor.
Tutuklanma Sonrası Sağlık Durumundaki Kritik Bozulma
Mehmet Murat Çalık, 19 Mart 2025 tarihinde İstanbul’da gözaltına alınmış ve dört günlük gözaltı sürecinin ardından 23 Mart’ta tutuklanarak Marmara Cezaevi’ne gönderilmişti. Tutuklanma öncesi kontrol altında olan sağlık durumu, özgürlüğünden mahrum bırakılmasıyla birlikte hızla kötüleşmeye başladı. İlk aylarda ciddi kilo kaybı, iştahsızlık ve uykusuzluk gibi belirtiler ortaya çıktı.
Çalık’ın ailesi ve avukatlarının tüm uyarılarına rağmen, kendisi ve ailesinin İstanbul’da ikamet etmesine karşın 4 Haziran 2025’te İzmir Buca F Tipi Cezaevi’ne sevk edildi. Bu süreçte evinden ve ailesinden 600 kilometre uzağa gönderilmesi, sağlık takibini daha da zorlaştırdı. Rahatsızlıkları nedeniyle 20 Haziran’da hastaneye götürülen Çalık, 23 Haziran’da güncel sağlık durumunun araştırılması için İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Hastalık Geçmişi ve Lösemi Riski
Çalık’ın tıbbi öyküsü oldukça ciddi hastalıkları içeriyor. Aralık 1999’da Marmara Üniversitesi Hastanesi’nde akut myeloid lösemi tanısı alan Çalık, Ocak-Haziran 2000 tarihleri arasında dört kür kemoterapi tedavisi görmüştü. Bu süreç sonrasında hastalığını yenen Çalık, 17 Nisan 2002’de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından askerliğe elverişli olmadığı yönünde değerlendirilmişti.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Hastanesinde 7 Temmuz tarihinde düzenlenen Sağlık Kurulu raporunda, Çalık’ın lösemi nüksü açısından yüksek riskli kabul edildiği ve yakın hematolojik takibinin uygun olacağı belirtildi. Ancak raporun ardından tekrar cezaevine gönderilmesi, tıp camiasında büyük tepki topladı.
Adli Tıp Kurumu Kararı ve Tartışmalar
16 Temmuz 2025 tarihinde Mehmet Murat Çalık, İzmir’den İstanbul’a uçakla Adli Tıp Kurumuna sevk edildi. ATK’da yapılan muayene sonrasında, tam teşekküllü eğitim araştırma hastanesi ya da üniversite hastanesine sevkinin sağlanması, kanser hastalığının düzeyinin belirlenmesi, kilo kaybı etiyolojisinin araştırılması ve patolojik kesin teşhisinin konulması gerektiği belirtilmesine rağmen, aynı gün önce Metris T-Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna, akşam ise tekrar Buca İzmir Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine hazırlanan ATK mütalasında, Çalık’ın mevcut tıbbi belge, tetkikler ve muayene bulgularına göre cezaevi şartlarında kalmasında sağlığı yönünden engel bir durum tespit edilmediği bildirildi. Bu karar, tıp otoritelerinin daha önce yaptığı değerlendirmelerle çelişki içinde olması nedeniyle tartışmalara yol açtı.
Türk Tabipleri Birliği’nin Bilimsel Değerlendirmesi
Çalık’ın avukatlarının 24 Temmuz 2025 tarihinde bilimsel değerlendirme talep etmesi üzerine, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 25 Temmuz’da ilgili uzmanlık alanlarından meslektaşların katılımıyla bir Bilim Kurulu oluşturdu. İstanbul Tabip Odası, İzmir Tabip Odası ve TTB Merkez Konseyi’nin yakından takip ettiği süreçte, Bilim Kurulu avukatlar tarafından iletilen belgeleri inceleyerek kapsamlı bir değerlendirme yaptı.
Dr. Osman Küçükosmanoğlu’nun sunduğu raporda, Çalık’ın teşhis ve tedavi süreci detaylı olarak açıklandı. Tıbbi raporlar ve belgeler, Çalık’ın alıkonulma sonrası sağlık durumunun kötüleştiğine ve hızlı kilo kaybına neden olan hastalık belirtilerinin ortaya çıktığına işaret ediyor. Bilim Kurulu, tutukluluğun sağlığı üzerinde olumsuzluk oluşturup oluşturmadığını, yaşam hakkı ve sağlığa erişim hakkı yönünden bilimsel değerlendirmelerini yaparak görüş raporunu hazırladı.
Hastane Sevkleri ve Güncel Durum
18 Temmuz 2025 tarihinde İzmir Şehir Hastanesine yatırılarak tanı ve tedavi sürecine başlanan Çalık için koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanması amaçlanıyor. Avukatları Melih Koçhan ve Cihan Ünal’ın yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda, geçmişte geçirdiği rahatsızlıkların tekrarlamaması ve sağlık durumunun korunması amacıyla tedbiren sağlık kontrollerine yönlendirildiği belirtildi.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada Çalık’ın durumuna dikkat çekti. İzmir Şehir Hastanesinde tedavi gören Çalık’ı ziyaret eden Çelik, iki kere kanser atlatan bir kişinin büyük bir düşman hukukuyla ve zalimlikle cezaevinde tutulmasını eleştirdi.
Beslenme Riski ve Gelecek Endişeleri
Tıp uzmanları, Çalık’ın mevcut kilo kaybının beslenme risk sınırını aştığını ve bu durumun bağışıklık sistemini ciddi şekilde zayıflattığını vurguluyor. Özellikle geçmişte lösemi tedavisi görmüş bir hastada bu tür bir bozulma, hastalığın nüks etme riskini önemli ölçüde artırıyor. Kemoterapi geçmişi olan hastaların düzenli takip gerektirdiği ve stresli ortamlardan uzak tutulması gerektiği biliniyor.
Cezaevi koşullarında dengeli beslenme, düzenli uyku ve stressiz bir yaşam sürdürmenin zorluğu, Çalık’ın durumunu daha da hassas hale getiriyor. Hematolojik takip gerektiren bir hasta için uygun olmayan bu koşulların, geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına yol açabileceği uyarısı yapılıyor.
Hukuki Süreç ve Toplumsal Tepkiler
Çalık’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanması ve Beylikdüzü Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılması, sağlık durumunun gölgesinde kalmış görünse de hukuki süreç devam ediyor. Ancak tutuksuz yargılama talebinin reddi ve sağlık durumunun cezaevinde kalmasına engel olmadığı yönündeki resmi kararlar, muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından sert eleştirilere maruz kalıyor.
Kamuoyunda Çalık’ın sağlık durumuna duyulan hassasiyet artarken, sosyal medyada yapılan paylaşımlar da dikkatle takip ediliyor. Avukatları, her hastane sevkinde kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için açıklamalar yaparak, acil durumlar ile rutin kontroller arasındaki farkı netleştirmeye çalışıyor.