Türkiye’nin doğa koruma alanlarında gerçekleştirilen sakallı akbaba (Gypaetus barbatus) sayımları bu yıl rekor seviyeye ulaştı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü verilerine göre, 2025 yılında yapılan envanter çalışmalarında bu nadir tür için umut verici rakamlar elde edildi.
Sayımlarda Rekor Artış
Kapadokya, Ihlara Vadisi ve Toroslar bölgesinde yürütülen sistematik gözlemler sonucunda sakallı akbaba populasyonunda son beş yılın en yüksek artışı kaydedildi. Özellikle Nevşehir ve Aksaray çevrelerindeki kayalık alanlarda yapılan detaylı çalışmalarda, üreme çiftlerinin sayısında dikkat çekici bir yükseliş tespit edildi.
Bu sonuçlar, Türkiye’nin biyoçeşitlilik koruma stratejilerinin başarısını gözler önüne seriyor. Avrupa’nın en büyük yırtıcı kuşu olan sakallı akbaba, dünya genelinde sadece 10 bin civarında birey ile temsil edilen kritik öneme sahip bir tür.
Koruma Programlarının Meyvesi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2020 yılından itibaren yoğunlaştırdığı koruma programları olumlu sonuçlar veriyor. Özellikle yerel halkın bilinçlendirilmesi, habitat rehabilitasyonu ve çiftçilerle yapılan işbirlikleri bu başarıda etkili oldu.
Program Kapsamındaki Faaliyetler
- Yuva alanlarının korunması ve izlenmesi
- Veteriner hekimlerle işbirliği ile beslenme kaynaklarının temizlenmesi
- Yerel toplulukların eğitimi ve farkındalık çalışmaları
- Turizm sektörüyle sürdürülebilir gözlemcilik programları
Anadolu’nun Doğal Hazinesi
Sakallı akbaba, Anadolu’nun en charismatik doğa sakinlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu türün korunması, sadece biyoçeşitlilik açısından değil, aynı zamanda ekoturizm potansiyeli açısından da büyük önem taşıyor. Kapadokya’nın mağara kent yapısı ve benzersiz coğrafyası, bu kuşlar için ideal yaşam alanı sunuyor.
Orman ve Su İşleri uzmanları, bu türün korunmasının ekosistem dengesinin sürdürülmesinde kritik rol oynadığını vurguluyor. Sakallı akbabalar, doğal temizlik görevlileri olarak ekosistemde vazgeçilmez bir konuma sahip.
Gelecek Planları
Bakanlık yetkilileri, 2026 yılında koruma programının genişletileceğini ve Doğu Anadolu bölgesindeki habitatların da sistematik olarak izleneceğini açıkladı. Ayrıca, Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen yeni bir araştırma projesi başlatılması planlanıyor.
Bu gelişmeler, Türkiye’nin doğa koruma konusundaki kararlılığını ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine olan bağlılığını gösteren önemli göstergeler olarak değerlendiriliyor.