Tour de France Türkiye Etabı L’Étape 2025 Kupaları Mardin’de Tasarlandı: 14 Bin Yıllık İlhamla Üretildi

[L’Étape Türkiye cycling]

Dünyanın en prestijli amatör bisiklet yarışlarından L’Étape Türkiye by Tour de France’ın 2025 yılı kupalarını, Mardin’den tasarımcı İbrahim Halil Eldem hazırladı. 12 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’da ikinci kez düzenlenen organizasyonun ödülleri, 14 bin yıllık Boncuklu Tarla’dan esinlenerek tasarlandı ve Türkiye’nin kültürel mirasını dünya çapında bir etkinlikte temsil etti.

14 Bin Yıllık Geçmişten Modern Tasarıma

Mardin Valisi Tuncay Akkoyun’un desteğiyle organizasyonun kültürel ortağı olan Mardin ili, yarışın kupalarının tasarımını üstlenerek önemli bir rol oynadı. Yarışın Türkiye ayağının kreatif direktörü İbrahim Halil Eldem, kupa tasarımı için günlerce çalıştığını ve sonunda Türkiye’nin asırlık geleneklerinden ilham almaya karar verdiğini açıkladı.

Eldem, tasarım sürecini anlatırken 14 bin yıllık Boncuklu Tarla’dan elde edilen boncuklardan yapılmış bir kolyeden ilham aldığını belirtti. Elindeki peçeteye çizdiği taslak, kupanın ilk eskizlerinin ortaya çıkmasını sağladı. Bu yaklaşım, modern bir spor organizasyonunda Anadolu’nun kadim kültürel zenginliklerini yansıtan özgün bir sentez yarattı.

İstanbul’u Saran Sarı Fırtına

Tour de France’ın resmi amatör serisinin Türkiye’deki ikinci organizasyonu, sabah saat 08:00’de Beykoz Spor Ormanı’ndan start aldı. Yarış, ülke çapından ve yurt dışından bisiklet tutkunlarını bir araya getirerek İstanbul’u Tour de France’ın ikonik sarı rengine boyadı.

Etkinlik için Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün Asya istikametine giden şeritleri trafiğe geçici olarak kapatıldı. Asya’dan Avrupa’ya geçişler Kavacık kavşağında kısıtlanırken, sürücüler için Levent alternatif güzergah olarak belirlendi. Polis ekipleri, FSM Köprüsü, TEM Seyrantepe-RAMS Park Stadyumu, Küçüksu Caddesi, O-2 Çevre Yolu ve Yeni Riva Yolu dahil kritik noktalarda yol kapatmalarını yönetti.

Rekor Katılım ve Zorlu Parkur

2025 yılı organizasyonunda kısa parkurda 625, uzun parkurda ise 626 sporcu olmak üzere toplam bin 251 bisikletçi yarıştı. Bu rakam, profesyonel yarışlarda genellikle 150 ile 180 arasında sporcu yer aldığı düşünüldüğünde, etkinliğin amatör sporcular arasındaki ilgiyi net bir şekilde ortaya koyuyor.

Katılımcılar, dayanıklılıklarını test eden 105 kilometrelik ayırt edici bir rotada pedal çevirirken, 52,4 kilometrelik daha kısa seçenek de sürücülerin hızlarını göstermelerine olanak tanıdı. Parkur, Beykoz’dan başlayarak FSM Köprüsü üzerinden İstanbul’un Asya ve Avrupa yakalarını kapsadı, Marmara’dan Karadeniz’e uzandı ve Polonezköy, Riva, Kılıçlı, Paşamandıra, Kavacık ve Çubuklu gibi önemli noktalardan geçti.

Köprü Üzerindeki Sprint Primi

Bu yılki yarışın öne çıkan yeniliklerinden biri, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde düzenlenen sprint primiydi. Yarışın hemen başında köprü üzerindeki bu özel bölümde yapılan sprint, yeşil mayonun sahibini belirlemek için kritik önem taşıdı. Erkekler kategorisinde bir önceki yıl Anton Hrabowski’nin kazandığı organizasyon, bu yıl daha da yoğun bir rekabetle gerçekleşti.

Uluslararası Boyut ve Stratejik Ortaklıklar

Fransa İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteklediği etkinlikte, Mardin’in kültürel ortak olarak devam etmesi, organizasyonun yerel ve küresel değerleri birleştirme vizyonunu pekiştirdi. Erkek ve kadın kategorilerinde ilk sırayı alan yarışmacılar, Fransa’daki uluslararası L’Etape du Tour finalinde Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı.

Visa Türkiye Pazarlama Başkanı Ülkü Yüksel, bu ortaklığın Türkiye’nin 122 yıllık Tour de France dünyasına 20. ülke olarak katılmasını sağladığını vurguladı. Sarı mayo kazananın Paris’teki Tour de France amatör finalinde yer almasının ülke için gurur verici bir an olduğunu belirtti.

Sürdürülebilir Yaşam ve Yeni Teknolojiler

Türkiye İş Bankası Bireysel Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Çağlar İlter, L’Étape Türkiye’yi desteklemenin, spor yoluyla sürdürülebilir bir yaşam tarzını teşvik etme misyonlarıyla örtüştüğünü vurguladı. Bu yıl katılımcılar ayrıca bankanın yüz tanıma teknolojisiyle çalışan, kart veya telefon gerektirmeyen temassız yeni ödeme sistemini deneyimleme fırsatı buldu.

Türkiye’nin Bisiklet Potansiyeli

Organizasyon direktörü Ömer Kafkas, L’Étape Türkiye by Tour de France ile bisiklet konusunda farkındalığı artırmayı hedeflediklerini söyledi. Sporcuların organizasyon için aylardır antrenman yaptığını belirten Kafkas, şehri kapsayıcı 105 kilometrelik yolculuğun herkesi etkileyebilme gücüne dikkat çekti.

Kafkas, Türkiye’nin 80 milyonluk nüfusuyla bisiklet organizasyonları için güçlü bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. 20 Temmuz’da Fransa’da düzenlenen dünya şampiyonasında Türk sporcuların elde ettiği yüksek başarıların, Tour de France’ın Türkiye’ye olan ilgisinin en büyük karşılıklarından biri olduğunu ifade etti.

Kitlesel Etki ve Rol Model

Kafkas, bu tarz kitlesel etkinliklerin insanların hayatına bisikleti dahil etmesi için önemli bir motivasyon kaynağı oluşturduğunu vurguladı. Tamamen trafiğe kapalı ve üst düzey güvenlikli bir parkurda herkesin sürüş deneyimi yaşamasını hedeflediklerini belirterek, Türkiye’nin dünyada güçlü spor organizasyonlarıyla anılmasını istediklerini dile getirdi.

Bisiklet kullanımını gören çocukların bunu rol model olarak aldığını ve sporun hayatlarına girmesi için önemli bir sebep oluşturduğunu ifade eden Kafkas, gelecek nesillere bisiklet kültürünün aktarılmasında bu organizasyonların kritik rol oynadığına işaret etti.

50 Milyonluk Global Erişim

L’Étape Türkiye by Tour de France, dünya çapında 50 milyondan fazla izleyiciye ulaşması beklenen bir etkinlik olarak Türkiye’nin tanıtımında önemli bir rol üstleniyor. Organizasyonun ikinci yılında gösterdiği başarı, gelecek yıllarda daha da büyüyeceğinin işaretlerini veriyor.

Mardin’de tasarlanan kupalar, sadece kazananları ödüllendirmekle kalmayıp, Türkiye’nin zengin kültürel mirasını uluslararası bir platformda temsil ederek, sporun ve kültürün buluştuğu özgün bir örnek oluşturuyor. 14 bin yıllık Boncuklu Tarla’dan modern bisiklet yarışlarına uzanan bu köprü, Anadolu’nun kadim geçmişiyle dinamik geleceği arasında sembolik bir bağ kuruyor.