Absa Cape Epic’te Tarih Yazan Letshego Zulu: ‘Atalarımız Yürüdü Ki Biz Koşabilelim ve Sürebiliriz!’

[Cape Epic cycle]

Türkiye ekonomisi 2025 yılına girerken yüksek faiz oranları ve düşük büyüme arasında sıkışmış durumda. Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele kapsamında uyguladığı sıkı para politikası, fiyat istikrarında sınırlı başarı sağlarken büyüme hızını yüzde 2’nin altına çekti.

Enflasyonda Düşüş Trendi Sürüyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2023 ortasından itibaren uygulamaya koyduğu faiz artırımları, enflasyonda beklenen etkiyi göstermeye başladı. 2024’ün son çeyreğinde başlayan dezenflasyon süreci, 2025 yılında da devam ediyor. Mayıs ayında yüzde 75’in üzerinde zirve yapan yıllık enflasyon, temmuz ayında yüzde 62 seviyelerine geriledi.

Ekonomi yönetimi, 2025 yılını “dezenflasyon yılı” olarak nitelendiriyor. Gelecek 12 ay için piyasa beklentisi yüzde 30 civarında seyrederken, 24 aylık dönem için bu oran yüzde 19’a kadar düşüyor. Bu veriler, enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerlemeye işaret ediyor.

Büyüme Hedefleri Gözden Geçiriliyor

Yüksek faiz ortamının ekonomik büyüme üzerindeki baskısı giderek belirginleşiyor. 2025’in ilk aylarında açıklanan veriler, büyüme hızının yüzde 2’nin altına gerilediğini ortaya koydu. Bu durum, özellikle faizden doğrudan etkilenen sektörlerde ciddi yavaşlamaya neden oluyor.

Sektörel Etkilerin Dağılımı

  1. İnşaat sektörü: Yüksek finansman maliyetleri nedeniyle projeler erteleniyor
  2. Sanayi üretimi: İstanbul Sanayi Odası PMI verileri, üretimin yedi aydır daralma bölgesinde kaldığını gösteriyor
  3. KOBİ’ler: Finansmana erişimde zorluklar yaşanıyor
  4. İstihdam piyasası: Genç nüfus arasında işsizlik oranı çift haneli rakamlara ulaştı

Dış Ticaret Dinamikleri

Türkiye’nin ihracat performansı, küresel gelişmelere bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Avrupa’daki durgunluk ihracat pazarlarında daralma yaratırken, iç talebin zayıflaması ekonomide ikili baskı oluşturuyor. Ancak enerji maliyetlerindeki görece düşüş ve cari açığın daralması olumlu gelişmeler arasında yer alıyor.

İhracatın döngüsel ağırlığı yüksek ürünlerden oluşması, küresel büyüme trendlerine duyarlılığı artırıyor. ABD, Avro bölgesi ve İngiltere gibi büyük ticaret ortaklarının para politikası gevşetmesi durumunda dış talep artışı bekleniyor.

2025 Yılı Büyüme Tahminleri

Ekonomistler, Merkez Bankası’nın Aralık ayında başlayacak faiz indirim döngüsünün ekonomiyi canlandırabileceğini öngörüyor. Toplam 2200 baz puanlık bir indirim öngörüsü ile 2025 yılı büyümesi yüzde 3,0 seviyesinde tahmin ediliyor.

Dönem Büyüme Tahmini Enflasyon Hedefi
2025 İlk Yarı %2,5 %30
2025 İkinci Yarı %3,5 %25
2025 Yıl Sonu %3,0 %19

Risk Faktörleri ve Fırsatlar

ABD seçimlerinin sonuçları küresel ekonomi üzerinde belirleyici etkiye sahip. Güçlü dolar, yüksek tahvil faizleri ve potansiyel ticaret savaşları Türkiye ekonomisi için ek riskler oluşturuyor. Dış borcun yüzde 58’inin dolar bazında olması ve ihracatın yüzde 57’sinin Avrupa ülkelerine yapılması, bu risklere duyarlılığı artırıyor.

Destekleyici Faktörler

Faiz indirimlerinin dayanıklı tüketim malları ve konut sektörlerinde başlayarak genele yayılan bir canlanma sağlaması bekleniyor. Rekor yüksek seviyelerdeki reel faizlerin düşürülmesi ve kredi büyümesi üzerindeki sınırlamaların kaldırılması, ekonomik aktiviteyi destekleyebilecek.

Türk ihracatçılarının küresel riskleri yönetmedeki başarısı, gelecek dönem için umut verici bir faktör olarak öne çıkıyor. Yapısal reformlar, üretim odaklı politikalar ve güven veren ekonomi yönetimi, uzun vadeli istikrar için kritik önem taşıyor.