Türkiye Grup Psikoterapileri Derneği tarafından düzenlenen 48. Grup Psikoterapileri Kongresi, 28-31 Mayıs 2025 tarihlerinde Bergama Asklepion’da “Aile Bağları: Dünden Gelen, Yarına Kalan” teması ile gerçekleştirildi. Bin yıllardır iyileştirme merkezi olarak bilinen antik yapıda düzenlenen kongre, ulusal ve uluslararası katılımcıları bir araya getirdi.
Kongrenin Ana Teması ve İçeriği
Dört gün süren kongre boyunca, aile terapisi ve grup psikoterapisi alanındaki güncel yaklaşımlar ele alındı. Kongrenin teması, geçmiş ile bugün arasında köprü kurarak deneyimlerden yeni seçenekler yaratmanın önemini vurguladı. Katılımcılar, kuşaklar arası aktarılan aile dinamiklerinin bireysel ve toplumsal ruh sağlığı üzerindeki etkilerini çeşitli atölye çalışmaları ve paneller aracılığıyla tartıştı.
Psikodrama, grup analizi ve sistematik aile terapisi gibi farklı terapötik yaklaşımların bir arada sunulduğu kongre, teorik bilgi aktarımının yanı sıra yaşantısal çalışmalara da ağırlık verdi. Deneyimli psikoterapistler ve psikodramatistler, klinik vakalar üzerinden pratik uygulamalar gerçekleştirdi.
Bergama Asklepion’un Sembolik Önemi
Kongrenin Bergama Asklepion’da düzenlenmesi tesadüf değildi. Antik çağın en önemli şifa merkezlerinden biri olan Asklepion, MÖ 4. yüzyıldan beri fiziksel ve ruhsal tedavi merkezi olarak hizmet vermiş bir yapı. Tıp tanrısı Asklepios adına kurulan bu merkez, modern psikoterapi anlayışının temellerini oluşturan rüya yorumlama, su terapisi ve müzik eşliğinde şifa ritüellerinin uygulandığı bir mekandı.
Türkiye Grup Psikoterapileri Derneği, bu tarihi mekanı kongre yeri olarak seçerek, iyileşme geleneğinin binlerce yıllık kökleriyle modern psikoterapi uygulamalarını buluşturdu. Katılımcılar, atölye çalışmalarının yanı sıra Asklepion’un tarihi dokusunda yürüyüşler yaparak hem mesleki hem de kültürel bir deneyim yaşadı.
Asklepion’da Şifa Geleneği
Antik dönemde hastalar Asklepion’a geldiklerinde öncelikle arınma ritüellerinden geçerdi. Kutsal su ile yıkanır, özel diyetler uygular ve tiyatro gösterilerine katılırlardı. Rüya terapisi, şifa sürecinin merkezinde yer alırdı. Hastalar abaton adı verilen yeraltı koridorlarında uyur, rüyalarını rahiplere anlatırdı. Bu rüyalar yorumlanarak tedavi yöntemleri belirlenir, müzik ve drama ile desteklenirdi.
Grup Psikoterapisi Alanındaki Güncel Gelişmeler
Kongrede sunulan bilimsel çalışmalar, Türkiye’de grup psikoterapisi uygulamalarının son yıllarda yaygınlaştığını gösterdi. Özellikle pandemi sonrası dönemde travma odaklı grup terapileri ve çevrimiçi grup seansları önemli bir alan haline geldi. Aile sistemleri yaklaşımı, çok kuşaklı aktarımların anlaşılmasında ve müdahale stratejilerinin geliştirilmesinde kritik rol oynadı.
Katılımcılar arasında psikologlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları ve psikolojik danışmanlar yer aldı. Farklı disiplinlerden gelen profesyoneller, kendi alanlarındaki grup çalışması deneyimlerini paylaşarak interdisipliner bir perspektif oluşturdu.
Türkiye Grup Psikoterapileri Derneği’nin Rolü
1984 yılında kurulan Türkiye Grup Psikoterapileri Derneği, ülkede grup psikoterapisi ve psikodrama eğitimlerinin yaygınlaşmasında öncü rol oynadı. Dernek, yıllardır Bergama’da düzenlediği kongreleriyle hem eğitim hem de mesleki gelişim fırsatları sunuyor. Her yıl düzenlenen kongre, bir gelenek haline geldi ve Türkiye’deki en köklü psikoterapi etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Derneğin eğitim programları, Uluslararası Grup Psikoterapisi Birliği ve Avrupa Grup Analizi Derneği standartlarına uygun olarak hazırlanıyor. Sertifikalı eğiticiler tarafından verilen programlar, teorik bilginin yanı sıra süpervizyon ve kişisel terapi deneyimlerini de kapsıyor.
Kongre Formatı ve Aktiviteler
Dört günlük program şu etkinlikleri içerdi:
- Açılış konferansları ve plenumlar
- Paralel atölye çalışmaları ve küçük grup seansları
- Vaka sunumları ve süpervizyon oturumları
- Poster sunumları ve bilimsel tartışmalar
- Psikodrama gösterimleri ve deneyimsel gruplar
- Kapanış töreni ve değerlendirme oturumları
Aile Bağlarının Terapötik Önemi
Kongrenin ana teması olan aile bağları, sistemik terapi yaklaşımının temel kavramlarından birini oluşturuyor. Bireyin psikolojik yapısının anlaşılmasında aile sisteminin rolü, çok kuşaklı aktarım kavramıyla açıklanıyor. Travmalar, baş etme mekanizmaları, ilişki örüntüleri ve inanç sistemleri nesiller boyunca aktarılıyor.
Katılımcılar, ailede dünden gelen örüntülerin nasıl fark edileceğini ve yarına sağlıklı bir şekilde nasıl taşınacağını tartıştı. Kültürel faktörler, Türk aile yapısının özellikleri ve değişen toplumsal dinamiklerin terapötik sürece etkileri detaylı olarak incelendi.
Kuşaklar Arası Aktarım
Aile terapisi literatüründe kuşaklar arası aktarım, çözülmemiş travmaların, kayıpların ve ilişkisel örüntülerin nesiller boyunca tekrar etmesini ifade ediyor. Kongrede sunulan vakalarda, büyükanne ve büyükbabaların yaşadığı olayların torunların psikolojik yapısında nasıl iz bıraktığı somut örneklerle gösterildi.
Terapistler, aile ağacı çalışmaları ve genogram teknikleriyle bu aktarımları görünür hale getirmenin önemini vurguladı. Farkındalık kazanan bireyler, bilinçsiz tekrarlardan kurtularak yeni seçimler yapabilme kapasitesi geliştiriyor.
Uluslararası Katılım ve İşbirlikleri
Kongre, uluslararası katılımcıların da yer aldığı bir platform oldu. Avrupa, Amerika ve Asya’dan gelen psikoterapistler, kendi ülkelerindeki uygulamaları ve yaklaşımları paylaştı. Kültürler arası farklılıklar ve benzerlikler, grup dinamiklerinin evrensel ve kültüre özgü yönleri tartışma konusu oldu.
Özellikle travma sonrası büyüme, dayanıklılık ve kolektif iyileşme kavramları farklı kültürel perspektiflerden ele alındı. Savaşlar, göçler ve doğal afetlerin toplumsal travmalara dönüştüğü coğrafyalardaki grup çalışmaları deneyimleri paylaşıldı.
Psikodrama ve Yaşantısal Yöntemler
Kongrenin önemli bir bölümünü psikodrama uygulamaları oluşturdu. Jacob Levy Moreno tarafından geliştirilen bu yöntem, Türkiye’de geniş bir uygulama alanı bulmuş durumda. Katılımcılar, rol değiştirme, aynalama ve ikizleştirme gibi temel teknikleri deneyimleyerek, terapötik değişimin nasıl gerçekleştiğini bizzat yaşadı.
Yaşantısal gruplar, bilişsel anlayışın ötesinde duygusal ve bedensel farkındalık kazanma imkanı sundu. Katılımcılar, sahne çalışmalarında kendi aile dinamiklerini keşfetme ve alternatif davranış örüntüleri deneme fırsatı buldu.
Ruh Sağlığı Profesyonellerinin Gelişimi
Kongre, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda profesyonel kimlik gelişimi için de önemli bir alan oluşturdu. Genç terapistler, deneyimli klinisyenlerle etkileşim kurarak mentorluk ilişkileri geliştirdi. Süpervizyon oturumları, zorlu vakalarla başa çıkma stratejilerinin paylaşıldığı verimli tartışmalara sahne oldu.
Kişisel terapi deneyimi, terapist adaylarının eğitiminin vazgeçilmez bir parçası olarak vurgulandı. Kendi çözülmemiş konularıyla yüzleşen terapistlerin, danışanlarına daha etkili yardım edebileceği görüşü kongre boyunca işlenen temalardan biriydi.
Bergama Kongresinin Geleneği
Bergama’da düzenlenen grup psikoterapileri kongreleri, yıllardır Türkiye’deki ruh sağlığı profesyonelleri için bir buluşma noktası. Her yıl farklı bir temayla düzenlenen kongre, hem bilimsel içeriği hem de sosyal etkileşim fırsatları sunmasıyla değerli bir etkinlik. Katılımcılar, meslektaşlarıyla network kurma, iş birliği projeleri geliştirme ve ortak yayınlar hazırlama fırsatı buluyor.
Kongreye katılım, sürekli mesleki gelişim için sertifika puanı kazandırıyor. Türk Psikologlar Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından tanınan bu puanlar, profesyonellerin akreditasyon süreçlerine katkı sağlıyor.