Türkiye’nin doğal miras alanlarının korunması konusunda önemli bir adım atıldı. Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sinop ili Merkez ilçesi sınırları içerisinde bulunan Hamsilos ve Akliman Mevkii doğal sit alanının koruma statüsü yeniden değerlendirilerek, bazı alanlar kesin korunacak hassas alan olarak tescil edildi.
Doğal Koruma Alanları Genişletiliyor
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. yıl dönümü kutlamaları sürerken, Türkiye’nin çevre politikalarında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Resmi Gazete’de yayımlanan 10325 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı, Karadeniz kıyısındaki kritik ekosistemlerin daha güçlü bir koruma altına alınması hedefini ortaya koyuyor.
Hamsilos Koyu ve çevresindeki Akliman Mevkii, Türkiye’nin en önemli doğal limanlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu bölge, hem jeolojik yapısı hem de barındırdığı endemik türler açısından bilimsel değer taşıyor. Kararla birlikte bu alanların kesin korunacak hassas alan statüsüne kavuşturulması, gelecek nesillere aktarılacak doğal mirasın güvence altına alınması anlamına geliyor.
Biyolojik Çeşitlilik ve Bilimsel Değer
Sinop’un doğal sit alanları, Anadolu’nun kuzeyindeki eşsiz ekosistemlerin korunması açısından stratejik öneme sahip. Hamsilos Koyu, dar girişi ve korunaklı yapısıyla deniz ekosistemleri için doğal bir laboratuvar niteliği taşıyor. Bu tür korunaklı alanlar, deniz yaşamının sürdürülebilirliği ve iklim değişikliğine karşı direnç oluşturulması bakımından kritik roller üstleniyor.
Akliman Mevkii ise karasal ve denizsel ekosistemlerin buluştuğu geçiş zonunda yer alması nedeniyle özel bir öneme sahip. Bu geçiş alanları, çok sayıda türün yaşam döngüsünün farklı evrelerinde ihtiyaç duyduğu habitat çeşitliliğini sunuyor.
Koruma Statüsünün Kapsamı
Kesin korunacak hassas alan statüsü, bu bölgelerde yapılabilecek faaliyetleri sıkı kurallara bağlıyor. Bu statü kapsamında:
- Doğal yapıyı bozacak her türlü inşaat faaliyeti yasaklanıyor
- Bilimsel araştırma ve eğitim amaçlı ziyaretler kontrollü şekilde sürdürülebiliyor
- Ekoturizm faaliyetleri çevre dostu standartlara uygun olarak gerçekleştirilebiliyor
Türkiye’nin Doğa Koruma Vizyonu
Bu karar, Türkiye’nin 2025 yılında doğal koruma alanlarını genişletme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ülke genelinde benzer koruma statüsüne sahip alanların sayısının artırılması, hem ulusal hem de uluslararası çevre taahhütlerinin yerine getirilmesi açısından önem taşıyor.
Karadeniz ekosistemi, iklim değişikliğinin etkilerini en yoğun hisseden bölgeler arasında yer alıyor. Bu nedenle kıyı alanlarının korunması, sadece yerel biyolojik çeşitliliğin değil, aynı zamanda bölgesel iklim dengesinin sürdürülmesi için de hayati öneme sahip.
Sürdürülebilir Turizm Potansiyeli
Hamsilos ve Akliman bölgesi, doğa turizmi açısından büyük bir potansiyel barındırıyor. Kesin koruma statüsü, bu potansiyelin kontrollü ve sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesini sağlayacak. Özellikle deniz kayakçılığı, dalış turizmi ve doğa fotoğrafçılığı gibi aktiviteler için ideal koşullar sunan bölge, ekonomik katkı sağlarken doğal dengeyi koruma prensibini ön planda tutuyor.
Koruma kararının alındığı 30 Ağustos tarihi, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlandığı gün olması açısından da sembolik bir anlam taşıyor. Doğal mirasın korunması, ülkenin geleceğe yönelik bağımsızlık vizyonunun önemli bir bileşeni olarak görülüyor.