Eyüpsultan’da Vakıf Yurdu Polis Eşliğinde Tahliye Edildi: 6 Yıllık Mahkeme Süreci Sona Erdi

[Veloturk Gran Fondo Çeşme]

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde tarihi bir tekke binası, uzun süren hukuki mücadelenin ardından mahkeme kararıyla tahliye edildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait Şeyhülislam Esbak Mustafa Efendi Tekkesi, 2017 yılında sona eren kira sözleşmesine rağmen altı yıl boyunca boşaltılmamış, nihayetinde yoğun güvenlik önlemleri altında vakfın mülkiyetine iade edilmişti.

Tarihi Yapının Tahsis Süreci

Düğmeciler Mahallesi Baba Haydar Sokak’ta konumlanan tarihi tekke binası, 2007 yılında önemli bir kültürel proje kapsamında özel bir vakfa tahsis edilmişti. Bakanlar Kurulu’nun 26 Kasım 2007 tarihli kararıyla Boğaziçi İlim ve Kültür Vakfı’na devredilen yapı, kültürel faaliyetler ve öğrenci yurdu olarak kullanılması amacıyla on yıllığına kiralanmıştı. Tahsis anlaşması, binanın tüm bakım, onarım ve restorasyon işlemlerinin vakıf tarafından üstlenilmesi şartını içeriyordu.

Protokol şartları doğrultusunda bedelli olarak kiralanan tarihi yapı, vakıf tarafından öğrenci yurdu işleviyle hizmete sunulmuştu. On yıllık süre zarfında bina, öğrencilere barınma imkanı sağlarken, aynı zamanda kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapmıştı.

Sözleşme Bitişi ve Hukuki Sürecin Başlaması

Tahsis süresinin 25 Kasım 2017 tarihinde sona ermesiyle birlikte, Vakıflar Genel Müdürlüğü binanın tahliyesini talep etmişti. Boğaziçi İlim ve Kültür Vakfı, sözleşme bitiminden önce 7 Haziran 2017 tarihinde yaptığı başvuruyla tahsis süresinin uzatılmasını istemişti. Ancak bu talep kabul görmemişti.

Sözleşme sona ermesine rağmen vakıf, binayı boşaltmamıştı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı tüm resmi tebligatlara rağmen tahliye gerçekleşmeyince, iki kurum arasında hukuki mücadele başlamıştı. Bu süreç tam altı yıl sürecekti.

Mahkeme Süreci ve Karar

İstanbul 11. İdare Mahkemesi’nde görülen dava, uzun bir yargı sürecinin ardından Vakıflar Genel Müdürlüğü lehine sonuçlanmıştı. Mahkeme, tarihi binanın tahliye edilmesine ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne teslim edilmesine karar vermişti. Tahliye kararının kesinleşmesinin ardından, uygulama aşamasına geçilmişti.

Bir diğer hukuki gelişme olarak, Boğaziçi İlim ve Kültür Vakfı İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden taşınmazın tahliyesine yönelik ihtiyati tedbir kararı almayı başarmış olsa da, bu karar nihai tahliye işlemini engelleyememişti.

Tahliye İşleminin Gerçekleştirilmesi

Mahkeme kararının uygulanması için Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Eyüpsultan Kaymakamlığı ortak hareket etmişti. Tahliye kararının tebligatı, kuruma elden teslim edilmişti. Tebligatın verilmesinin ardından, yurt binası akşam saatlerinde boşaltılmaya başlanmıştı.

Olası gerginliklerin önlenmesi amacıyla bölgede geniş çaplı güvenlik önlemleri alınmıştı. Çok sayıda polis ekibi ve çevik kuvvet birimleri, binanın bulunduğu sokakta konuşlanmıştı. Yoğun güvenlik tedbirleri altında gerçekleştirilen tahliye işlemi sırasında herhangi bir olumsuz olay yaşanmamış, bina Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne boş halde teslim edilmişti.

Vakıf Mülklerinde Yaşanan Sorunlar

Eyüpsultan’da yaşanan bu tahliye olayı, bölgedeki vakıf mülkleriyle ilgili daha geniş bir sorunun parçası olarak değerlendiriliyordu. Eyüpsultan Belediyesi’nin 2026 yılı bütçe görüşmelerinde gündeme gelen bilgilere göre, benzer mülkiyet sorunları başka yapılarda da yaşanmaktaydı.

Diğer Etkilenen Vakıf Yapıları

Caferpaşa Medresesi (Dayanışma Durağı) ve Zal Mahmut Paşa/Sertarikzade Kültür Merkezleri gibi önemli kültürel alanlar da Vakıflar tarafından tahliye kararı almıştı. Ayrıca Kurt Kemeri piknik alanı ve Ensari Konağı ek hizmet binası gibi lokasyonlarda da kira süresi yenilenme sorunları bulunmaktaydı. Bu durumlar, yerel yönetimin hizmetlerini aksatma riski taşımaktaydı.

Eyüpsultan Belediye Başkanı, 2025 Ekim ayı meclis toplantısında bu mülk sorunlarına değinerek, durumun hizmet kalitesini olumsuz etkileyebileceğini belirtmişti. Belediyenin 10,2 milyar TL olarak belirlenen 2026 yılı bütçesi oy çokluğuyla kabul edilirken, bu mülkiyet meseleleri önemli gündem maddelerinden birini oluşturmuştu.

Tarihi Yapıların Korunması ve Kullanımı

Şeyhülislam Esbak Mustafa Efendi Tekkesi vakası, Türkiye’de tarihi yapıların korunması ve kullanımı konusundaki hassas dengeyi gözler önüne sermişti. Bir taraftan bu yapıların kültürel ve sosyal amaçlarla değerlendirilmesi gerekliliği, diğer taraftan mülkiyet haklarının korunması ve sözleşme şartlarına uyulması zorunluluğu arasındaki gerilim, önemli bir tartışma konusuydu.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün tarihi yapıları tahsis ederken belirlediği şartlar, bu binaların özgün karakterlerinin korunmasını ve topluma hizmet etmeye devam etmesini amaçlamaktaydı. Ancak tahsis sürelerinin dolmasının ardından yaşanan uyuşmazlıklar, hukuki süreçlerin uzamasına ve kaynakların verimsiz kullanılmasına yol açabilmekteydi.

Yerel Topluma Etkileri

Öğrenci yurdu olarak işlev gören binanın tahliyesi, burada kalan öğrencilerin alternatif barınma imkanları bulması gerekliliğini doğurmuştu. Eyüpsultan gibi merkezi bir konumda yer alan ve ulaşım imkanları açısından avantajlı olan bir bölgede yurt kaybı, öğrenciler için önemli bir sorunu beraberinde getirmişti.

Bölge sakinleri ve esnafı açısından da uzun süren hukuki süreç ve tahliye günü alınan yoğun güvenlik önlemleri, günlük yaşamı etkileyen bir durum yaratmıştı. Baba Haydar Sokak’ta yapılan güvenlik uygulamaları, o gün sokakta olağan dışı bir hareketliliğe neden olmuştu.