Samsun’un Bafra ilçesinde eşi ve oğlunu öldürmekle suçlanan doktor Serdar Kıyak, tutuklu bulunduğu Bafra Kapalı Cezaevi’nde intihara teşebbüs etti. Koğuşta kendini asmaya çalışan Kıyak, cezaevi görevlilerinin zamanında müdahalesi sayesinde hayata döndürüldü.
Olayın Detayları
12 Eylül 2025 tarihinde Asar Mahallesi Altınkaya Barajı yolunda meydana gelen trajik kazada, doktor Serdar Kıyak’ın kullandığı otomobil Kızılırmak Nehri’ne uçmuştu. Kazada Kıyak’ın eşi Gülşah Karaman Kıyak (34) ve üç yaşındaki oğulları Alperen boğularak hayatını kaybetti. Araçtan yaralı olarak çıkan doktor Serdar Kıyak ise hastaneye kaldırılmıştı.
Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde kritik bir detay ortaya çıktı. Gülşah Karaman Kıyak’ın olay öncesinde cep telefonundan ailesine “Beni tehdit ediyor” içerikli mesajlar gönderdiği belirlendi. Bu mesajlar, olayın bir kaza olmadığına dair şüpheleri güçlendirdi ve soruşturmanın seyrini değiştirdi.
Tutuklama Süreci
Elde edilen deliller ışığında gözaltına alınan doktor Serdar Kıyak, çıkarıldığı mahkemede “eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme” ve “çocuğa karşı tasarlayarak kasten öldürme” suçlarından tutuklandı. Mahkeme, delillerin toplanması ve tanık ifadelerinin alınması sürecinde Kıyak’ın tutuklu kalmasına karar verdi.
Cezaevindeki İntihar Girişimi
Bafra Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan doktor Kıyak, koğuşunda kendini asmaya teşebbüs etti. Cezaevi görevlilerinin durumu fark etmesi ve hızlı müdahalesi sayesinde Kıyak’ın hayatı kurtarıldı. İlk müdahalenin ardından Bafra Devlet Hastanesi’ne sevk edilen doktor, burada tıbbi tedavi gördü ve psikiyatri muayenesinden geçirildi.
Kıyak’ın ruh sağlığı açısından değerlendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verildi. Hastanede alınacak psikiyatrik değerlendirme raporları, soruşturma sürecinde önemli bir belge niteliği taşıyacak.
Kadına Yönelik Şiddet ve Hukuki Süreç
Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet vakalarında son yıllarda önemli artışlar gözlemleniyor. Benzer olaylarda mağdurların olay öncesi aileleriyle veya yakınlarıyla paylaştıkları tehdit mesajları, soruşturmalarda kritik deliller olarak değerlendiriliyor. Gülşah Karaman Kıyak’ın gönderdiği “Beni tehdit ediyor” mesajı, olayın planlı bir şekilde gerçekleştirildiği iddiasını güçlendiren ana unsurlardan biri oldu.
Hukuk uzmanları, bu tür davalarda mağdurların olay öncesi bıraktığı dijital izlerin soruşturma sürecinde belirleyici rol oynadığını belirtiyor. Cep telefonu mesajları, sosyal medya paylaşımları ve yakınlara yapılan bildirimler, mahkemelerde önemli delil kaynakları haline geliyor.
Cezaevlerinde Psikolojik Destek
Türkiye’deki ceza infaz kurumlarında tutuklular ve hükümlüler için psikolojik destek hizmetleri sunulmakta ancak bu hizmetlerin yeterliliği tartışma konusu olmaya devam ediyor. Özellikle ağır suçlamalarla karşı karşıya kalan tutukluların ruh sağlığı düzenli olarak takip edilmekte ve gerekli durumlarda psikiyatri uzmanlarına sevk işlemleri gerçekleştirilmektedir.
Bafra Kapalı Cezaevi’nde yaşanan intihar girişimi sonrası, cezaevi yönetimi tarafından benzer olayların önlenmesi için ek güvenlik tedbirleri alındığı ve özellikle ağır suçlamalarla tutuklanan kişilerin daha yakından takip edilmeye başlandığı öğrenildi.
Soruşturmanın Gidişatı
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, kazanın meydana geldiği bölgede incelemelerde bulunan uzmanlar, aracın nehre düşüş açısını ve hızını analiz ediyor. Otopsi raporları ve olay yeri inceleme tutanakları, mahkeme sürecinde sunulacak temel deliller arasında yer alacak.
Kıyak ailesinin yakınları ve tanıkların ifadeleri alınmaya devam ediyor. Özellikle çiftin son dönemdeki ilişkilerini bilen tanıkların beyanları, olayın arka planının aydınlatılması açısından büyük önem taşıyor. Savcılık, olay öncesi çiftin yaşadığı olası anlaşmazlıkları ve ev içi şiddet belirtilerini ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Mağdur Ailesinin Tutumu
Gülşah Karaman Kıyak’ın ailesi, olaydan büyük yıkım yaşadıklarını ve adalete olan inançlarını koruduklarını belirtti. Aile avukatları, davayı yakından takip ettiklerini ve tüm gerçeklerin ortaya çıkması için mücadele edeceklerini açıkladı. Üç yaşındaki Alperen’in de hayatını kaybetmesi, olayın toplumsal etkisini daha da artırdı.
Yerel kadın örgütleri ve sivil toplum kuruluşları, olayı kınayan açıklamalar yaparak kadına yönelik şiddetle mücadelede daha etkin önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Benzer trajedilerin yaşanmaması için farkındalık kampanyaları düzenleneceği duyuruldu.
Hukuki Sürecin Beklenen Seyri
Doktor Serdar Kıyak’ın sağlık durumunun düzelmesinin ardından yargılama sürecine devam edilecek. “Tasarlayarak kasten öldürme” suçu, Türk Ceza Kanunu’nda en ağır cezayı gerektiren suçlar arasında yer alıyor. İki kişiye karşı işlendiği iddia edilen suçun mahkumiyet halinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla sonuçlanması bekleniyor.
Mahkeme süreci sırasında sanığın psikolojik durumu, olay anındaki akli dengesi ve planlama unsurlarının varlığı detaylı şekilde değerlendirilecek. Bilirkişi raporları, dijital deliller ve tanık ifadeleri ışığında karar verilecek. Davanın kamuoyunda büyük ilgi uyandırması nedeniyle, duruşmaların yakından takip edilmesi bekleniyor.