CHP’den IDEF 2025 Değerlendirmesi: Savunma Sanayinde İlerleme Var Ama Siyasi Gösteri Endişesi

[Veloturk Gran Fondo Çeşme]

Türkiye’nin en büyük savunma sanayii etkinliklerinden biri olan IDEF 2025’in ardından ana muhalefet partisi CHP’den dikkat çeken değerlendirme geldi. 22-27 Temmuz 2025 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın başarısı tartışılmaz olmakla birlikte, etkinliğin “siyasi gösteri” haline getirilmemesi gerektiği vurgulandı.

CHP’li yetkililer, fuarın hem olumlu hem de olumsuz yönlerini masaya yatırarak, savunma sanayiinin gerçek kapasitesinin ve ihtiyaçların ön planda tutulması gerektiğini belirtti. Altı gün süren fuarda 103 ülkeden 231 yabancı heyetin katılımıyla gerçekleştirilen ve toplam 9 milyar dolarlık sözleşme hacmine ulaşan IDEF 2025, Türk savunma sanayiinin uluslararası arenadaki konumunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Fuarın Etkileyici Rakamları

IDEF 2025, Milli Savunma Bakanlığı’nın ev sahipliğinde ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle gerçekleştirildi. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yönetiminde organize edilen fuara, savunma bakanları, genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanları dahil olmak üzere yaklaşık 1000 kişilik uluslararası delegasyon katıldı. Bu katılım, Türkiye’nin savunma sanayiinde ulaştığı stratejik önemin somut göstergesi olarak değerlendirildi.

Fuarda Türk savunma sanayisinin önde gelen şirketleri, teknolojik gelişmişlik düzeylerini sergileyen onlarca yeni ürün tanıttı. ROKETSAN’ın hipersonik balistik füze TAYFUN BLOK-4’ü, ASELSAN’ın yeni nesil anti-İHA sistemi EJDERHA’sı ve TUSAŞ’ın geliştirdiği platformlar katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Özellikle Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen geçit töreni ve güç gösterisi, kara, hava ve deniz platformlarının entegre sunumuyla dikkatleri üzerine çekti.

CHP’nin Eleştirel Yaklaşımı

Ana muhalefet partisi CHP’den yapılan açıklamalarda, IDEF gibi prestijli bir fuarın siyasi propaganda aracına dönüştürülmemesi gerektiği vurgulandı. Partili kaynaklar, savunma sanayiindeki gerçek başarıların gösterilmesinin önemli olduğunu ancak bunun abartılı bir siyasi anlatıya hizmet etmemesi gerektiğini ifade etti. Özellikle, etkinliğin “siyasi gösteri anlayışının uzantısı” haline gelmesinin, sektörün profesyonel kimliğine zarar verebileceği dile getirildi.

CHP’li yetkililer, fuarda sergilenen teknolojik ürünlerin büyük bir başarı olduğunu kabul ederken, savunma sanayiinin karşılaştığı yapısal sorunların ve finansman zorluklarının da gözardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Yerli ve milli üretim kapasitesinin geliştirilmesinin yanı sıra, küçük ve orta ölçekli savunma sanayii firmalarının desteklenmesi, ar-ge yatırımlarının artırılması ve sektördeki nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması gibi konuların da gündemde tutulması gerektiği vurgulandı.

Teknolojik Gelişmelerin Ön Plana Çıkması

IDEF 2025’te ROKETSAN’ın tanıttığı altı stratejik ürün, Türkiye’nin roket, füze ve mühimmat teknolojilerindeki ilerlemesini somut olarak gösterdi. TAYFUN BLOK-4 hipersonik balistik füzenin yanı sıra, AKATA kapsüllü ATMACA, GÖKBORA görüş menzili ötesi havadan havaya füze, EREN yüksek hızlı çok amaçlı dolanan mühimmat, 300 ER balistik füze sistemi ve Şimşek-2 uydu fırlatma aracı ilk kez sergilendi.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, ROKETSAN’ın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, ülkenin ihtiyaç duyduğu platformların vurucu güçlerinin en üst seviyede gerçekleştirildiğini belirtti. Havadan havaya mühimmatlardan karadan karaya balistik füzelere, denizden denize sistemlerden karadan uzaya roketlere kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren şirketin, çok farklı disiplinleri bir araya getirerek zor problemleri hızla çözüme kavuşturduğu ifade edildi.

Uluslararası İşbirliği ve Sözleşmeler

Fuarda gerçekleştirilen toplam 9 milyar dolarlık sözleşme hacmi, Türk savunma sanayiinin ihracat potansiyelinin de altını çizdi. Asya, Avrupa ve Amerika’dan katılan firmalarla yapılan görüşmeler, yeni işbirliği kapılarının aralanmasını sağladı. Özellikle üç ülkeye mühimmat üretim hattı ihracatının gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin sadece ürün değil, aynı zamanda teknoloji ve know-how transferi yapabilecek kapasiteye ulaştığının göstergesi olarak değerlendirildi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın da ziyaret ettiği fuarda, savunma sanayii ihracatının Türkiye’nin toplam ihracatındaki payının artırılması hedeflendiği vurgulandı. Farklı kıtalardan gelen alıcı heyetlerle yapılan ikili görüşmeler, uzun vadeli stratejik ortaklıkların temellerinin atılmasına olanak tanıdı.

Geçit Töreni ve Güç Gösterisi

IDEF 2025’in en dikkat çeken unsurlarından biri, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen geçit töreni oldu. TUSAŞ üretimi HÜRJET jet eğitim uçağının gösteri uçuşuyla başlayan tören, HÜRKUŞ’un geçişiyle devam etti. Ardından FNSS üretimi PARS İZCİ serisi zırhlı kara araçlarının farklı görev konfigürasyonlarıyla yapılan geçişi gerçekleşti. Tören, Türkiye’nin havacılık alanındaki bağımsızlık hedefini ve modern muharebe ortamının gereksinimlerine göre özelleştirilmiş platform çeşitliliğini yansıttı.

Dört farklı lokasyonda gerçekleştirilen fuarın bu güç gösterisi bölümü, kara, hava ve deniz platformlarının entegre ve senkronize sunumuyla Türk savunma sanayiinin bütüncül yapısını gözler önüne serdi. Ancak CHP’nin de işaret ettiği gibi, bu tür gösterilerin içeriğinin profesyonel bir anlayışla yürütülmesi ve aşırı siyasallaştırılmaması gerektiği vurgulandı.

Sektördeki Farklı Perspektifler

Savunma sanayii uzmanları, IDEF 2025’in genel olarak başarılı geçtiği konusunda hemfikir olsa da, bazı eleştirel noktaların da değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Fuarın organizasyonu, katılımcı çeşitliliği ve sergilenen ürünlerin teknolojik düzeyi takdir toplarken, etkinliğin medyada fazla politize edildiği yönünde görüşler de dile getirildi.

CHP’nin “siyasi gösteri anlayışının uzantısı olmasın” uyarısı, bu bağlamda sektörün bağımsız ve profesyonel kimliğinin korunması gerektiğine işaret ediyor. Savunma sanayiinin ulusal güvenlik için kritik önemi göz önüne alındığında, partiler üstü bir yaklaşımla değerlendirilmesi ve siyasi çekişmelerin dışında tutulması önerileri ön plana çıkıyor.

İlk Kez Sergilenen Sistemler

IDEF 2025’te ilk kez kamuoyuna tanıtılan sistemler arasında GAZAP ve HAYALET uçak bombaları, Türk zırhlısı AŞKAR-II ve çeşitli anti-İHA sistemleri bulunuyor. ASELSAN’ın alan güvenliğini üstlendiği fuarda, şirketin yeni nesil EJDERHA sistemi de ilk kez sergilenerek büyük ilgi topladı. Türkiye’nin ilk milli hücumbotunun modeli de fuarda yer alan dikkat çekici ürünler arasındaydı.

Bu yeni sistemlerin tanıtımı, Türk savunma sanayiinin sadece mevcut teknolojileri geliştirmekle kalmayıp, gelecek nesil sistemlerde de öncü olmayı hedeflediğini gösteriyor. Altmış’ın üzerinde savunma sistemiyle fuara katılan şirketler, ar-ge çalışmalarının somut ürünlerini uluslararası arenada sergileme fırsatı buldu.

KKTC’ye İlk İhracat

Fuarda duyurulan önemli gelişmelerden biri de Türk zırhlısı AŞKAR-II’nin ilk kullanıcısının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olması oldu. Bu gelişme, Türkiye’nin savunma sanayii ürünlerinin bölgesel ihracatının artacağına dair umutları güçlendirdi. KKTC ile yapılan bu işbirliği, Türk savunma teknolojilerinin güvenilirliğinin ve operasyonel etkinliğinin tanınmasının bir göstergesi olarak yorumlandı.

Gelecek Hedefler ve Beklentiler

IDEF 2025’in sona ermesiyle birlikte, sektör temsilcileri gelecek dönem için yeni hedeflere odaklandı. Türk savunma sanayiinin küresel pazarda payını artırması, teknoloji transferi yapabilecek kapasiteye ulaşması ve stratejik ortaklıklar kurması önümüzdeki dönemin ana gündem maddeleri arasında yer alıyor.

CHP’nin de vurguladığı gibi, bu hedeflere ulaşılabilmesi için sektörün profesyonel kimliğinin korunması, siyasi tartışmalardan arındırılması ve gerçekçi bir zemine oturtulması gerekiyor. Savunma sanayiinin uzun vadeli başarısı, sadece fuarlarda yapılan gösterilerle değil, sürdürülebilir yatırımlar, nitelikli işgücü ve güçlü ar-ge altyapısıyla mümkün olabilecek.

Anadolu Ajansı’nın “Global İletişim Ortağı” olduğu etkinlik, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki gelişimini dünya kamuoyuna tanıtma açısından önemli bir platform işlevi gördü. Ancak bu başarının sürdürülebilir olması için, sektörün karşılaştığı zorlukların da açık bir şekilde ele alınması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerektiği unutulmamalı.