Türkiye’de küçük ve azınlık kökenli işletmelerin ekonomideki payı son yıllarda önemli bir büyüme trendi gösteriyor. 2025 yılının ilk yarısında yapılan analizler, bu işletmelerin sektörel dağılımının ve bölgesel yoğunlaşmasının değişen ekonomik dinamiklerle birlikte yeni bir yapılanmaya gittiğini ortaya koyuyor.
Sektörel Dağılım ve Büyüme Oranları
Türkiye’deki küçük ölçekli işletmelerin sektörel analizi, hizmet sektörünün öne çıktığını gösteriyor. Özellikle teknoloji, turizm ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin sayısında kayda değer artış yaşanıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde yoğunlaşan bu işletmeler, ekonominin çeşitlenmesine önemli katkı sağlıyor.
Perakende ticaret sektörü, küçük işletmelerin en yoğun faaliyet gösterdiği alan olarak dikkat çekiyor. Bu alanı takiben inşaat, turizm ve bilişim sektörleri geliyor. Özellikle dijital dönüşümün hızlandığı son dönemde, e-ticaret platformlarında faaliyet gösteren küçük işletmelerin sayısı exponansiyel bir artış gösteriyor.
Bölgesel Yoğunlaşma Haritası
Coğrafi dağılım açısından bakıldığında, Marmara Bölgesi küçük işletmelerin merkezi konumunda bulunuyor. İstanbul tek başına toplam küçük işletmelerin yüzde 28’ini barındırırken, Ankara yüzde 12, İzmir ise yüzde 9 oranında pay alıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise yerel girişimcilik potansiyeli öne çıkıyor. Bu bölgelerde özellikle tarım ve hayvancılık sektörlerinde faaliyet gösteren küçük işletmeler, yerel ekonominin canlanmasında kritik rol oynuyor. Suriye ile artan ticaret hacmi, sınır bölgelerindeki küçük işletmelere yeni fırsatlar sunuyor.
Ekonomik Katkı ve İstihdam
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin Türkiye ekonomisindeki ağırlığı her geçen yıl artıyor. Bu işletmeler toplam istihdamın önemli bir bölümünü karşılarken, yerel ekonomilerin canlanmasında da lokomotif görevi üstleniyor. Özellikle gençlerin girişimcilik alanına yönelmesiyle birlikte, yenilikçi iş modellerinin ortaya çıktığı gözlemleniyor.
Kadın girişimci sayısının artması da dikkat çeken bir başka trend. Ev temelli işletmelerden teknoloji şirketlerine kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren kadın girişimciler, ekonomik büyümeye katkılarını artırıyor.
Finansman ve Destek Mekanizmaları
Hükümetin küçük işletmelere yönelik destek programları, bu alandaki büyümeyi destekleyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Düşük faizli krediler, hibe programları ve vergi indirimleri gibi teşvik mekanizmaları, girişimcilerin iş kurma sürecini kolaylaştırıyor.
KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumların sağladığı destekler, özellikle teknoloji tabanlı girişimlerde önemli rol oynuyor. Bu destekler sayesinde birçok küçük işletme uluslararası pazarlara açılma fırsatı buluyor.
Karşılaşılan Zorluklar
Küçük işletmelerin karşılaştığı en büyük zorluklar arasında finansmana erişim, bürokrasi ve nitelikli eleman bulma sorunu yer alıyor. Özellikle ilk kuruluş aşamasında sermaye yetersizliği, birçok girişimcinin planlarını ertelemesine neden oluyor.
Dijital pazarlama ve e-ticaret konularındaki bilgi eksikliği de küçük işletmelerin büyüme potansiyelini sınırlayan faktörler arasında bulunuyor. Bu alanda eğitim ve danışmanlık hizmetlerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.
Gelecek Projeksiyonları
2025 yılının ikinci yarısına yönelik beklentiler, küçük işletmeler açısından iyimser bir tablo çiziyor. Özellikle turizm sektöründeki canlanma ve inşaat sektöründeki yeni yatırımlar, küçük işletmelerin büyümesine katkı sağlayacak.
Teknoloji sektöründe faaliyet gösteren küçük işletmelerin ihracat potansiyeli de dikkat çekiyor. Yazılım geliştirme, mobil uygulama tasarımı ve dijital pazarlama hizmetleri alanlarında faaliyet gösteren işletmelerin uluslararası müşteri portföyleri genişliyor.
Sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim konularına odaklanan küçük işletmelerin de gelecekte daha fazla destek göreceği öngörülüyor. Yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerji alanlarındaki fırsatlar, bu işletmelerin büyüme potansiyelini artırıyor.