Amerika Birleşik Devletleri’nde federal kurumların bilimsel ve araştırma veritabanlarında yaşanan kapsamlı silme ve değişiklik operasyonları, bağımsız uzman ve araştırmacıları acil bir kurtarma çalışmasına sevk etti. On yıllarca biriken kritik bilimsel verilerin kaybolma tehdidiyle karşı karşıya kalması, bilim camiasında alarm zillerinin çalmasına neden oldu.
Sessiz Kurtarma Operasyonu Başladı
ABD genelinde bağımsız uzmanlar ve araştırmacılar, federal kurumların arşivlerinden silinen veya değiştirilen veri setlerini kurtarmak için geniş kapsamlı bir çalışma yürütüyor. Bu çalışma, özellikle iklim değişikliği, çevre bilimi ve halk sağlığı alanlarında kritik öneme sahip verileri kapsıyor. Mevcut yönetimin bilim politikalarına yaklaşımı, onlarca yıllık araştırma birikiminin tehlike altında olduğu endişesini güçlendirdi.
Uzmanlar, bu verilerin sadece akademik değil, aynı zamanda politika oluşturma ve stratejik karar alma süreçleri için de hayati önem taşıdığını vurguluyor. Federal kurumların web sitelerinden ve veri tabanlarından sessizce kaldırılan bilgiler, bağımsız araştırmacılar tarafından sistematik olarak arşivleniyor ve güvenli platformlarda saklanıyor.
Trump Dönemi ve Kurumsal Değişimler
2025 yılında başlayan yeni dönemle birlikte, ABD istihbarat teşkilatları ve federal kurumlarında kapsamlı personel değişiklikleri yaşanıyor. CIA başta olmak üzere önemli kurumlarda yaklaşık 1.200 personelin görevine son verilirken, bu rakamın önümüzdeki yıllarda binlerce istihbarat çalışanına ulaşması bekleniyor. Haberin duyulmasının ardından 500 CIA çalışanı erken emeklilik talebinde bulundu.
Ulusal istihbarat yapılanmasında Direktörlük kısa sürede yüzde 25 oranında küçüldü. Bu değişiklikler yalnızca personelle sınırlı kalmıyor; istihbarat örgütleri içindeki birçok daire kapatılıyor veya başka birimlere devrediliyor. Ulusal İstihbarat Üniversitesi’nin 180 gün içinde kapatılması planlanırken, Beş Göz üyeleri dışındaki ülkelerle akademik veya düşünce merkezi ortaklıklarına son veriliyor.
Veri Toplama ve Analiz Krizi
Amerikan istihbarat topluluğunun karşılaştığı en büyük paradokslardan biri, veri toplama kapasitesindeki olağanüstü artışa rağmen öngörü seviyesinin aynı oranda gelişmemesi. Son on yılda istihbarat toplama unsurları önemli ölçüde genişlemesine karşın, bu durum daha iyi analiz ve tahmin yetenekleri anlamına gelmiyor.
Siyaset yapıcılar ham bilgi selinde boğulmuş durumda ve hüküm vermekte zorlanıyor. İstihbarat ürünleri genellikle gecikmiş, teyide muhtaç veya günümüz dünyasına uygun paradigmalara göre düzenlenmemiş şekilde sunuluyor. Bu durum, rakiplerin yöntemlerini geliştirip vekil güçler, gri bölge aktörleri ve ticari sızmalar yoluyla operasyonlarını görünmez hale getirdiği bir dönemde ciddi bir handikap oluşturuyor.
Yapay Zeka ve Gelecek Endişeleri
ABD Senatosu Sağlık, Eğitim, Çalışma ve Emeklilik Komitesi’ndeki Demokratlar tarafından yapılan araştırma, yapay zekanın ülkede önümüzdeki 10 yıl içinde önemli değişikliklere yol açacağına işaret ediyor. Bu bağlamda, yeni yapay zeka veri merkezleri kurulması ve bu merkezlerin çalışması için gerekli enerji alt yapısının güçlendirilmesine yönelik yenilikçi planlar devreye giriyor.
Öncelik Değişimi: Çin Odaklı Strateji
ABD istihbaratı Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlara odaklanmış durumda olmasına rağmen, tüm güvenlik mekanizması Çin ile potansiyel bir büyük çatışmanın hazırlıklarını yapıyor. Ulusal güvenlik tehdidinin merkezinde Çin olsa da, Trump döneminde CIA daha çok Batı yarımküresine odaklanacak. Grönland, Panama ve Meksika Körfezi gibi stratejik bölgeler yeni dönemin ulusal güvenlik öncelikleri arasında yer alıyor.
ABD Uzay Kuvveti’nin istihbarat çalışmalarının yüzde 50’si Çin’e odaklanmış durumda. Çin’in uzay alanındaki hızlı gelişimi ve uzay silahları yakından takip ediliyor. Bununla birlikte, istihbarat topluluğu bedava açık kaynaklardan bilgi toplamak yerine milyarlarca dolarlık istihbarat uyduları ve toplama programlarını tercih etmeye devam ediyor.
Reform İhtiyacı ve Belirsizlik
Amerikan analitik araçlarının belirsizlik problemini çözmekte zorlandığı görülüyor. Devasa veri yığınları içinden işe yarar bilgiyi ayırt etmek giderek daha zor hale geliyor. Bu durum, veri toplama kapasitesinin tek başına yeterli olmadığını, nitelikli analiz ve yorumlama kapasitesinin kritik önem taşıdığını gösteriyor.
2025-2030 dönemi, ekonomik zorlukların zirve yapması beklenen bir süreç olarak öngörülüyor. Bu nedenle hem kurumsal hem de bireysel düzeyde yeni stratejiler ve beceriler geliştirme ihtiyacı ön plana çıkıyor. Amerika’da bazı Katolik okullarında ilkokuldan liseye kadar hayatta kalma dersleri müfredata eklenirken, Çin’de ana sınıfından lise son sınıfa kadar çocuklara el becerileri dersi veriliyor.