Flanders Turu 2025: Canlı Yayın Keyfi Atıştırmalık ve İçeceklerle Merkez’de Sizi Bekliyor!

[Tour of Flanders]

Türkiye Ekonomisi 2025’te Yüksek Faiz-Düşük Büyüme Sarmalında

Türkiye ekonomisi 2025 yılının ilk yarısında, Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uygulamaları sonucunda büyüme hızında belirgin bir yavaşlama yaşadı. Yılın ilk aylarında açıklanan veriler, ekonomik büyümenin yüzde 2’nin altına gerilediğini gösterirken, enflasyonla mücadelede sağlanan ilerleme büyüme ve istihdam üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.

Sıkı Para Politikasının Etkileri Derinleşiyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2023 ortasından itibaren uygulamaya koyduğu yüksek faiz politikası, enflasyonda sınırlı bir yavaşlama sağlarken ekonomik aktiviteyi önemli ölçüde baskıladı. Bu politikanın doğrudan etkisiyle özel sektör yatırımları ve tüketim harcamalarında ciddi daralma yaşanıyor.

Faiz artışlarından en çok etkilenen sektörlerin başında inşaat ve sanayi geliyor. Bu alanlarda faaliyet gösteren şirketler, artan finansman maliyetleri nedeniyle yatırım planlarını ertelemek zorunda kalırken, KOBİ’ler krediye erişimde zorlanıyor.

İstihdam Piyasasında Kırılganlık Artıyor

Ekonomik yavaşlamanın istihdam piyasasına yansımaları da kendini göstermeye başladı. Özellikle genç nüfus arasında işsizlik oranı yeniden çift haneli rakamlara ulaştı. İnşaat sektöründeki durgunluk ve sanayide yaşanan yavaşlama, istihdam yaratma kapasitesini olumsuz etkiliyor.

Olumlu Gelişmeler de Var

Olumsuz tablonun yanında bazı pozitif göstergeler de dikkat çekiyor. İhracatta yaşanan artış ve yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisindeki canlanma, ekonomideki yapısal dönüşümün olumlu yansımaları olarak değerlendiriliyor.

Sanayi üretiminde özellikle savunma sanayinin katkısıyla haziran ayında aylık bazda yüzde 0,7, yıllık bazda ise yüzde 9,2’lik büyüme kaydedildi. Bu gelişme, ekonominin belirli sektörlerdeki direncini gösteriyor.

2025 İkinci Yarı Beklentileri

Hükümet yetkilileri, 2025 yılının dezenflasyon yılı olacağına dikkati çekiyor. Maliye Bakanı, enflasyonla mücadelede kararlılığın sürdürüleceğini ve özellikle emekli, memur ve asgari ücretlilerin enflasyon baskısından kurtarılmasının öncelik olduğunu vurguluyor.

Ekonomi yönetimi, para politikasının mali politika ve yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiğini belirtirken, toplumsal mutabakatı bozacak adımlardan kaçınılması gerektiğinin altını çiziyor.

Küresel Faktörlerin Etkisi

Türkiye’nin ekonomik performansında iç dinamiklerin yanında küresel gelişmeler de etkili oluyor. Petrol fiyatlarındaki seyir ve uluslararası siyasi ortamdaki gelişmeler, yılın ikinci yarısındaki ekonomik görünüm için kritik önem taşıyor.

Uzmanlar, mevcut politika kararlılığının sürdürülmesi halinde 2025’in ikinci yarısında ekonomik göstergelerde ve piyasalarda daha olumlu bir tablonun oluşabileceğini öngörüyor. Ancak bu süreçte büyüme-enflasyon dengesinin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.