ABD Yoksulluk Oranları 2023: Irksal ve Etnik Gruplara Göre Kapsamlı İstatistikler

[Race Across America]

Amerika’da Irksal ve Etnik Köken Bazında Yoksulluk Oranları Endişe Verici Boyutlarda

Amerika Birleşik Devletleri’nde ırksal ve etnik köken temelinde yoksulluk oranları, sosyal adaletsizliğin derinleşen boyutlarını gözler önüne seriyor. 2023 verilerine göre, farklı etnik gruplar arasındaki gelir uçurumu kritik seviyelere ulaşmış durumda.

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Afrika kökenli Amerikalıların yoksulluk oranı yüzde 17,1 ile en yüksek seviyeyi işaret ediyor. Bu oran, beyaz Amerikalıların yüzde 8,2’lik yoksulluk oranının neredeyse iki katından fazla.

Hispanik Toplum da Zorlu Koşullarla Karşı Karşıya

Hispanik kökenli Amerikalıların durumu da pek iç açıcı değil. Bu grup içinde yoksulluk oranı yüzde 16,9 olarak belirlendi. Latin Amerika kökenli aileler, özellikle sınır eyaletlerinde minimum ücret üzerinden çalışma zorunda kaldıkları için bu zorlu durumla yüzleşiyor.

Asya kökenli Amerikalılar ise yüzde 9,3’lük oranla nispeten daha iyi durumda bulunuyor. Ancak bu grubun içinde de özellikle Güneydoğu Asya kökenli topluluklar daha yüksek yoksulluk oranlarıyla mücadele ediyor.

Çocuk Yoksulluğunda Daha Çarpıcı Farklılıklar

18 yaş altı çocuklar arasında ırksal farklılıklar daha da belirgin hale geliyor. Afrika kökenli çocukların yüzde 28,1’i yoksulluk sınırının altında yaşarken, beyaz çocuklarda bu oran yüzde 10,5 seviyesinde kalıyor.

Bu durum, eğitim sistemindeki fırsat eşitsizlikleri ve gelecek nesillerin sosyal mobilite şanslarını ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde bu oranların daha da kötüleştiği gözlemleniyor.

Coğrafi Dağılım ve Eyalet Bazında Farklılıklar

Güney eyaletlerinde ırksal yoksulluk uçurumu daha da derinleşiyor. Mississippi, Louisiana ve Alabama gibi eyaletlerde Afrika kökenli Amerikalıların yoksulluk oranları yüzde 30’u aşıyor. Öte yandan, Kuzey eyaletlerinde bu oranlar nispeten daha düşük seviyelerde seyrediyor.

Kaliforniya gibi yüksek yaşam maliyetine sahip eyaletlerde ise Hispanik toplumun yoksulluk oranları özellikle konut krizinin etkisiyle artış gösteriyor. San Francisco ve Los Angeles metropoliten alanlarında minimum ücretin yaşam maliyetlerini karşılamaması bu durumu daha da ağırlaştırıyor.

Sistemik Faktörler ve Tarihsel Kökenler

Bu farklılıkların kökeninde yatan sistemik faktörler karmaşık bir tablo çiziyor. Tarihsel ayrımcılık, eğitim olanaklarına erişim zorluğu, işgücü piyasasındaki önyargılar ve konut politikaları bu durumun temel nedenleri arasında yer alıyor.

Özellikle intergenerational yoksulluk döngüsü, Afrika kökenli ve Hispanik toplulukları en çok etkileyen faktör olarak öne çıkıyor. Ailelerin sermaye birikimi yapamaması, çocuklarının eğitim fırsatlarını da sınırlıyor.

Ekonomik İyileşme Sürecinde Eşitsiz Dağılım

COVID-19 pandemisinin ardından başlayan ekonomik toparlanma sürecinin faydaları da eşit dağılmıyor. Beyaz aileler borsa yükselişi ve emlak değer artışlarından daha fazla yararlanırken, azınlık topluluklar hâlâ pandemi öncesi gelir seviyelerine ulaşmaya çalışıyor.

Federal minimum ücret tartışmaları bu bağlamda kritik önem taşıyor. Saatte 7,25 dolarlık mevcut minimum ücretin, özellikle tek ebeveynli aileler için yoksulluk sınırının altında bir yaşam standardı sunduğu hesaplanıyor.

Sağlık Hizmetlerine Erişim Sorunu

Yoksulluk oranlarındaki ırksal farklılıklar sağlık hizmetlerine erişimi de doğrudan etkiliyor. Afrika kökenli ve Hispanik Amerikalılar arasında sağlık sigortası olmayan kişi oranı, beyaz Amerikalılara göre iki kat daha yüksek seviyede bulunuyor.

Bu durum, kronik hastalıkların tedavisi ve koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanma konularında ciddi eşitsizlikler yaratıyor. Özellikle diyabet, kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon gibi hastalıkların Afrika kökenli toplumda daha yaygın olması, sağlık hizmetlerine erişim sorununu daha da kritik hale getiriyor.