Bisiklet Yarışı 2009 Quebrantahuesos Forması – Detaylı İnceleme ve Analiz

[Quebrantahuesos y Treparriscos]

Türkiye ekonomisi 2025 yılına girerken yüksek faiz politikası ve düşük büyüme oranları arasında sıkışmış durumda. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın sıkı para politikası uygulaması sonucunda büyüme hızı yüzde 2’nin altına geriledi.

Merkez Bankası Politikasının Etkisi

TCMB’nin 2023 ortasından itibaren uyguladığı yüksek faiz politikası, enflasyonu kontrol altına alma hedefi taşırken, özel sektör yatırımlarını ve tüketimi baskıladı. Bu durum, inşaat ve sanayi sektörlerinde ciddi yavaşlamaya neden oldu.

KOBİ’lerin finansmana erişimde yaşadığı zorluklar, istihdam piyasasında kırılganlıkları artırırken, işsizlik oranı genç nüfus arasında yeniden çift haneli rakamlara ulaştı.

2025 Büyüme Beklentileri

Ekonomik veriler, Türkiye ekonomisinde 2025 yılında yüzde 4 büyüme beklentisi olduğunu gösteriyor. Ancak yurt içi talepteki yetersizlik, iktisadi faaliyetlerde azalma ve tarım katkısının düşük seyretmesi büyümeyi yavaşlatıyor.

Sürdürülebilir büyüme için yatırımların artması, tasarruf yapılması ve rasyonel kaynak kullanımının zorunlu olduğu değerlendiriliyor. Rasyonel zemine dönüş programında hedefleri gerçekleştirirken 2024’ün ikinci yarısından itibaren yıllık olarak yavaşlama eğilimine girildi.

Enflasyon ve Dezenflasyon Süreci

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına göre, 2025 yılı dezenflasyon yılı olacak. Enflasyon temmuz ayında güçlü bir düşüş yaşarken, bu eğilimin ağustos ayında da devam edeceği belirtiliyor.

Mayıs ayında yüzde 75’in üzerinde zirveyi bulan yıllık enflasyon, temmuz ayında yaklaşık yüzde 62 civarına indi. Gelecek 12 ay için piyasa beklentisi yüzde 30, 24 ay içinse yüzde 19 civarında bulunuyor.

Kalıcı Enflasyon Riski

Rezervlerde artış ve cari açığın düşme eğilimine rağmen enflasyon hala yüksek oranda gerçekleşiyor. 2025 yılında kalıcı enflasyonla karşı karşıya olunabileceğine dikkat çekiliyor.

Dış Ticaret ve Global Faktörler

Avrupa’daki durgunluk, ihracat pazarlarında daralma yaratırken, iç talebin zayıflaması ekonomide ikili baskı oluşturuyor. ABD, Avro bölgesi ve İngiltere gibi büyük dış ticaret ortaklarının para politikasını gevşetmesi, dış talebi artırarak Türkiye’nin büyümesini destekleyebilir.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI verileri, üretimin ekim ayında üst üste yedinci ayda da daraldığını gösteriyor. Kasım ayına yönelik sinyaller daralma bölgesinde kalmaya devam edildiğine işaret ediyor.

Ekonomik Politika Zorlukları

Hükümet, yabancı yatırımcıyı ikna etmek ve finansal istikrarı sağlamak için ortodoks politikalara sadık kalmaya çalışıyor. Ancak toplumun geniş kesimleri için büyümenin yavaşlaması, gelir kaybı ve işsizlik anlamına geliyor.

Enerji maliyetlerindeki düşüş ve cari açığın daralması olumlu gelişmeler arasında yer alırken, ekonominin yeniden dengelenebilmesi için yapısal reformlara ve üretim odaklı politikalara ihtiyaç duyuluyor.

Gelecek Dönem Öngörüleri

2025 yılında durumun iyiye doğru değişmesi, dünyada ve Türkiye’de enflasyonun gevşeme hızına, para politikasının gevşeme derecesine ve dış ticaret savaşlarının şiddetine bağlı olarak belirlenecek. Ekonomik aktörler arasında enflasyonu düşürmek uğruna büyümeden ne kadar taviz verilebileceği konusunda önemli tartışmalar yaşanıyor.